IMDb: 8.0
Metascore: %83
Manalı Filmler: 9.0
Yuriy Bykov, nakavt yumruğu sertliğinde bir filmle seyircinin karşısında. Üstelik o Rusya’dan söz ediyor ama bu işler gelişmemiş diğer bölgelerde, örneğin ülkemizde de aynı çirkinlikte yaşanıyor. Bunu bilmek filmi hazmetmeyi zorlaştırıyor ama öte yandan Bykov’a hayranlığımızı da artırıyor.
Tamer Baran
Sanki Dostoyevski
tekrar Rusya’da enkarne olmaya karar vermiş, ama bu kez edebiyatla değil,
sinemayla uğraşmayı tercih etmiş.
Bykov’u büyük
ustaya benzetmemin tek nedeni bu filmin adının ve ana karakterinin ünlü
“Budala” romanını çağrıştırması değil. Bundan bir önceki filmi “Komiser / The
Mayor” gibi “Enayi” de bir romanından uyarlandığını sanabileceğiniz kadar
Dostoyevski temalarıyla yüklü. “Ezilenler”deki yoksul, cahil insanlar, “Suç VeCeza”daki ahlaksızlık üzerine servet biriktirenler vs, hepsi var bu filmde.
“Komiser” bir günde
geçiyordu, “Enayi” ise tüm bir geceye yayılıyor. İlkinde devlet içi yozlaşma
gündemdeydi, bu kez “kötüler” küçük bir kasabanın belediyesindeki üst düzey
yöneticiler. Daha önce o sorunlu binanın tadilatı için ayrılan bütçeyi cebine
atan Fedotov ve onun bu yaptığına göz yuman arkadaşları, hatta bizzat Başkan…
Çünkü tüm bu yöneticilerin ortak özellikleri var: O döküntü binalarda yaşayan
yoksulları zerre umursamıyorlar ve “gemisini kurtaran kaptan” anlayışıyla
hareket ediyorlar. Artık iyice de yüzgöz olmuşlar, örneğin Fedotov, hastane
yöneticisine: “Allah beni senin ameliyat masana düşürmesin, böbreğimi çıkarır,
birilerine satarsın” diyebiliyor, muhatabı ise sakin sakin votka içmeye devam
ediyor… Filmin ana karakteri tesisatçı Dima’nın tesadüfen keşfettiği dev
çatlak, onun iddia ettiği gibi 9 katlı binayı yıkar ve orada kalan 820 kişinin
ölümüne neden olursa tüm bu yöneticilerin hayatı mahvolacak. O nedenle harekete
geçmek zorunda kalıyorlar. Çözüm arayışları aralarından birilerinin namlu önüne
atılmasına kadar varıyor…
Sözün kısası: Bir kez daha Yuriy Bykov, nakavt yumruğu
sertliğinde bir filmle seyircinin karşısında. Üstelik o Rusya’dan söz ediyor
ama bu işler gelişmemiş diğer bölgelerde, örneğin ülkemizde de aynı çirkinlikte
yaşanıyor. Bunu bilmek filmi hazmetmeyi zorlaştırıyor ama öte yandan Bykov’a
hayranlığımızı da artırıyor.
34.
İstanbul Film Festivali'nde gösterilen filmin 15 ödül ve 10 adaylığı bulunuyor.
Seçme replikler:
Fedotov:
"Bütçe verdiklerinde inşa edecektin. Ama sen çok açgözlüydün!"
Belediye
Başkanı: "Paranın yarısını bölge yönetimine yediriyorum! Yarısını!
Parlamentodaki herkes anca tatil yapıyor! Arabaları, apartmanları, yazlıkları,
altınlarla süslü karıları var. Onlara karşı gelecek olursan bir kuruş bile
vermezler. (...) Hâl böyle olunca nasıl hayatta kalıp çocuklarımı
yetiştireceğim? Sürekli stres altındayım. 90'lı yıllarda diken üstündeydim. Ki
hâlâ öyleyim. Bir şey olduğunda suçlu ben oluyorum. Vergi, askerî, seçim
planlarını ben veririm. Yarın beni hapse de tıkabilirler, kafamı da
okşayabilirler. Normal bir insan gibi yaşamak istiyorum!"
Belediye
Başkanı (Hastane yöneticisine): “Sen ise yakında herkesi seninle birlikte
soğuk
algınlığından öldüreceksin. Tentürdiyot falan filan, ne var ne yok çalıyorsun!
Hastane için yeni malzemeler aldım ama sen yarısını sattın. Kim bilir kime
sattın. Yardım etmeseydim, insanlar şifalı bitkilerle tedavi olurdu.”
Polis
şefi: “Ben Rus'um. Kendimi rüşvet almaktan alıkoyamıyorum.”
Fedotov:
“Sen başka bir dünyadan mı geldin? Başka biri olsa umursamaz ve evine uyumaya
giderdi. Ne diye umurunda ki?”
Dima:
“İnsan olduklarından.”
Fedotov:
“Ne insanı be? Onlar pislik! Çöpler! Belki de orada gebermeleri en iyisi.”
Dima:
“Çocukların da mı?”
Fedotov:
“Ot içip, çatılarda birbiriyle oynaşan aşağılık çocuklar mı? Büyüyünce ne
olacaklar? Büyüyünce ne halt olacaklarını bana söylesene!”
Durak / The Fool /
Enayi
Senaryo ve yönetim: Yuriy Bykov
Oyuncular: Artyom Bystrov (Dima Nikitin), Natalya
Surkova (Başkan Nina Galaganova), Yuriy Tsurilo (Bogachyov), Boris Nevzorov
(Fedotov)
Yapımcı: Aleksey Uchitel
2014
Rusya yapımı, 116 dakika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder