Alıntı

Toplumsal hayat bizi doğadan kopardı, onunla yeniden bütünleşmek zorundayız. “Ağaca sarılan hippi” imajını kastetmiyorum, onda yanlış bir şey yok da, demek istediğim, bir psikolojik ve ruhsal evrimin çok gerektiği. Şimdiki hayat tarzımızla ilgili en büyük sorunun ruhsallık eksikliği olduğunu düşünüyorum…

Julian Goldberger ("Şahin"in yönetmeni)

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Enayi

IMDb: 8.0

Metascore: %83

Manalı Filmler: 9.0
Yuriy Bykov, nakavt yumruğu sertliğinde bir filmle seyircinin karşısında. Üstelik o Rusya’dan söz ediyor ama bu işler gelişmemiş diğer bölgelerde, örneğin ülkemizde de aynı çirkinlikte yaşanıyor. Bunu bilmek filmi hazmetmeyi zorlaştırıyor ama öte yandan Bykov’a hayranlığımızı da artırıyor.

Tamer Baran

Sanki Dostoyevski tekrar Rusya’da enkarne olmaya karar vermiş, ama bu kez edebiyatla değil, sinemayla uğraşmayı tercih etmiş.

Bykov’u büyük ustaya benzetmemin tek nedeni bu filmin adının ve ana karakterinin ünlü “Budala” romanını çağrıştırması değil. Bundan bir önceki filmi “Komiser / The Mayor” gibi “Enayi” de bir romanından uyarlandığını sanabileceğiniz kadar Dostoyevski temalarıyla yüklü. “Ezilenler”deki yoksul, cahil insanlar, “Suç VeCeza”daki ahlaksızlık üzerine servet biriktirenler vs, hepsi var bu filmde.

Komiser” bir günde geçiyordu, “Enayi” ise tüm bir geceye yayılıyor. İlkinde devlet içi yozlaşma gündemdeydi, bu kez “kötüler” küçük bir kasabanın belediyesindeki üst düzey yöneticiler. Daha önce o sorunlu binanın tadilatı için ayrılan bütçeyi cebine atan Fedotov ve onun bu yaptığına göz yuman arkadaşları, hatta bizzat Başkan… Çünkü tüm bu yöneticilerin ortak özellikleri var: O döküntü binalarda yaşayan yoksulları zerre umursamıyorlar ve “gemisini kurtaran kaptan” anlayışıyla hareket ediyorlar. Artık iyice de yüzgöz olmuşlar, örneğin Fedotov, hastane yöneticisine: “Allah beni senin ameliyat masana düşürmesin, böbreğimi çıkarır, birilerine satarsın” diyebiliyor, muhatabı ise sakin sakin votka içmeye devam ediyor… Filmin ana karakteri tesisatçı Dima’nın tesadüfen keşfettiği dev çatlak, onun iddia ettiği gibi 9 katlı binayı yıkar ve orada kalan 820 kişinin ölümüne neden olursa tüm bu yöneticilerin hayatı mahvolacak. O nedenle harekete geçmek zorunda kalıyorlar. Çözüm arayışları aralarından birilerinin namlu önüne atılmasına kadar varıyor…

Sözün kısası: Bir kez daha Yuriy Bykov, nakavt yumruğu sertliğinde bir filmle seyircinin karşısında. Üstelik o Rusya’dan söz ediyor ama bu işler gelişmemiş diğer bölgelerde, örneğin ülkemizde de aynı çirkinlikte yaşanıyor. Bunu bilmek filmi hazmetmeyi zorlaştırıyor ama öte yandan Bykov’a hayranlığımızı da artırıyor.

34. İstanbul Film Festivali'nde gösterilen filmin 15 ödül ve 10 adaylığı bulunuyor.

Seçme replikler:
Fedotov: "Bütçe verdiklerinde inşa edecektin. Ama sen çok açgözlüydün!"
Belediye Başkanı: "Paranın yarısını bölge yönetimine yediriyorum! Yarısını! Parlamentodaki herkes anca tatil yapıyor! Arabaları, apartmanları, yazlıkları, altınlarla süslü karıları var. Onlara karşı gelecek olursan bir kuruş bile vermezler. (...) Hâl böyle olunca nasıl hayatta kalıp çocuklarımı yetiştireceğim? Sürekli stres altındayım. 90'lı yıllarda diken üstündeydim. Ki hâlâ öyleyim. Bir şey olduğunda suçlu ben oluyorum. Vergi, askerî, seçim planlarını ben veririm. Yarın beni hapse de tıkabilirler, kafamı da okşayabilirler. Normal bir insan gibi yaşamak istiyorum!"

Belediye Başkanı (Hastane yöneticisine): “Sen ise yakında herkesi seninle birlikte
soğuk algınlığından öldüreceksin. Tentürdiyot falan filan, ne var ne yok çalıyorsun! Hastane için yeni malzemeler aldım ama sen yarısını sattın. Kim bilir kime sattın. Yardım etmeseydim, insanlar şifalı bitkilerle tedavi olurdu.”

Polis şefi: “Ben Rus'um. Kendimi rüşvet almaktan alıkoyamıyorum.”
Fedotov: “Sen başka bir dünyadan mı geldin? Başka biri olsa umursamaz ve evine uyumaya giderdi. Ne diye umurunda ki?”
Dima: “İnsan olduklarından.”
Fedotov: “Ne insanı be? Onlar pislik! Çöpler! Belki de orada gebermeleri en iyisi.”
Dima: “Çocukların da mı?”
Fedotov: “Ot içip, çatılarda birbiriyle oynaşan aşağılık çocuklar mı? Büyüyünce ne olacaklar? Büyüyünce ne halt olacaklarını bana söylesene!”

Durak / The Fool / Enayi
Senaryo ve yönetim: Yuriy Bykov        
Oyuncular: Artyom Bystrov (Dima Nikitin), Natalya Surkova (Başkan Nina Galaganova), Yuriy Tsurilo (Bogachyov), Boris Nevzorov (Fedotov)
Yapımcı: Aleksey Uchitel
2014 Rusya yapımı, 116 dakika