Alıntı

Toplumsal hayat bizi doğadan kopardı, onunla yeniden bütünleşmek zorundayız. “Ağaca sarılan hippi” imajını kastetmiyorum, onda yanlış bir şey yok da, demek istediğim, bir psikolojik ve ruhsal evrimin çok gerektiği. Şimdiki hayat tarzımızla ilgili en büyük sorunun ruhsallık eksikliği olduğunu düşünüyorum…

Julian Goldberger ("Şahin"in yönetmeni)

5 Nisan 2011 Salı

Amish Grace


IMDB: 6,7
Manalı Filmler: 8,5

Bazen küçük bir projede doğru isimler bir araya gelir ve projenin çapından beklenmeyecek denli iyi bir film kotarırlar. “Amish Grace”de de bu durum yaşanmış.

İşledikleri gerçek hikayeyi çok ciddiye alan senaristleri, neye, ne zaman vurgu yapacağını iyi bilen, deneyimli bir yönetmeni ve titiz oyuncuları olmasa bu projeden küçük, önemsiz bir film çıkabilirdi. Tersine, hiçbir kusuru, aksaması olmayan, son derece etkili bir film çıkmış.

“Amish Grace” ABD’de sık rastlanan toplu katliam öykülerinden birini anlatıyor. Bir sınıfa dalan bir adam rast gele ateş açıyor, beş kızı öldürüp beşini de yaraladıktan sonra intihar ediyor. Bu öykünün diğerlerinden farkı, maktullerin aşırı dindar Amiş topluluğunun üyeleri olması ve Amişlerin, bu tür olaylarda hep görüldüğü gibi nefret ve intikam duygularıyla davranmamaları. Bu yönüyle olay ABD kamuoyunda büyük ilgi uyandırmış. Bu kez toplum, acılı insanların kendilerine bu acıyı yaşatan adamın cenaze törenine katıldığını, dul eşini ziyaret ettiğini görmüş ve bundan çok etkilenmiş. Amişlerin affetmekten yana tavır koymaları, benzer durumlarda affetmek mümkün müdür tartışmalarına yol açmış.

Film o gün okulda katledilen 5 kız çocuğundan birinin annesini merkeze alıyor. Diğer topluluk üyelerinden farklı olarak Ida, affetmekte zorlanıyor, yüreği ile zihni arasında kalıyor, günler geçtikçe ruhsal bir dönüşüm yaşıyor ve olgunlaşıyor.

Bu süreci dengeli bir üslupla aktarırken film, Amiş hayat tarzının prensiplerini de yeterince işliyor. Dini inançları gereği Amişler çok sade yaşıyorlar. Teknolojiyi reddediyor, tek tip giyiniyorlar. İlginç olan, mahkeme kararıyla zorunlu eğitimden de muaf tutulmaları; çocuklarını kendi hayat anlayışlarına göre eğitiyorlar.

Sadece bu hayat tarzının sergilenmesi bile çok değerli ve önemli.

Kaldı ki “Amish Grace” bu ilginç topluluğu bir kriz döneminde yakalıyor, inançlarının en zorlu sınava tabi kaldığı günlere odaklanıyor ve bu nedenle istisnasız herkes için değerli öğretilerle dolu bir film haline geliyor…

Seçme replikler:
Gideon (Kızı Katie'ye): Nefret çok büyük, çok aç bir şeydir. Bir sürü keskin dişi vardır. Kalbini yiyip bitirir ve sevgiye hiç yer bırakmaz.

Rachel: Benim kızım da öldü. Ben de dünyaya haykırmak istiyorum. Ama kalbimi nefretle sevginin çatıştığı bir savaş alanına çevirmek istemiyorum. Bu çok canımı acıtıyor.

Gideon: Affetmek kolay değildir Ida. Tanrı bizi kolay yollara yöneltmiyor. Ama şunu iyi biliyorum. Hayatında her şey istediğin gibi gidiyorsa inancın gerçek değildir. Asıl hayatlarımız parçalanırken inancımızı sahici kılma imkanını elde ederiz.

Judith: Her sabah uyandığımda Anna'yla Lydia'nın evde iş yaparken birlikte şarkı söylediklerini duymayı bekliyorum. Sessizlik bana öldüklerini hatırlatıyor. İçim öfkeyle doluyor... O kadar ki, güç bela nefes alıyorum… Sonra o öfkeyi Tanrıya bırakıyorum... Bağışlıyorum. Bazen bir saat sonra bunu tekrar yapmam gerekiyor... Ve bir saat sonra bir daha. Ama böyle yapmazsam, bir daha nasıl nefes alırım, bilmiyorum.

Rahip (Charlie'nin cenaze töreninde): Bu önemli günde, tüm bu olaylardan sonra, kötülük yokmuş gibi davranamayız. En dindar insanın bile, kötü eylemler gerçekleştirmesi için karanlık tarafından aklının çelinemeyeceğini iddia edemeyiz. Ama Amiş kardeşlerimizin bize gösterdiği gibi duyduğumuz acı yüzünden intikam peşinde koşmadığımızda, kalplerimizi affetmenin şifa veren ışığına açtığımızda karanlık kovulur ve kötülük yok olur.

Meraklısına:
Amişler fotoğraf çektirmeyi dahi günah kabul ettikleri için kitabın yazarları filmin hazırlık ve çekim sürecine katılmayı reddetmişler.

Filmin oyuncuları ve yapım ekibinden 11 kişi 24 dalda Emmy ödülüne aday gösterilmiş ve dördü toplam 5 ödül kazanmış.

Ida rolünü üstlenen Kimberly Williams-Paisley daha ziyade TV dizilerinden tanıdığımız bir isim. En ünlü çalışması ise “According to Jim” dizisindeki baldız Dana rolü.

Amişler arasında geçen en ünlü sinema filmi 1985 tarihli “The Witness / Tanık”. Peter Weir’ın yönettiği filmde Harrison Ford, bir cinayete tanık olan genci korumak amacıyla Amişler arasında yaşamaya başlayan bir polisi canlandırıyordu. O film de gayet iyidir ama Amiş hayat tarzına ve bunun nedenlerine pek eğilmez, aşk hikayesine daha fazla odaklanır.

Amish Grace
Yönetmen: Gregg Champion
Senaryo: Sylvie White, Teena Booth (Steven Nolt, David Weaver-Zercher ve Donald B. Kraybill'in "Amish Grace: How Forgiveness Transcended Tragedy" isimli kitabından)
Yapımcılar: Kyle A. Clark, Marta M. Mobley
Oyuncular: Kimberly Williams-Paisley (Ida Graber), Tammy Blanchard (Amy Roberts), Matt Letscher (Gideon Graber), Fay Masterson (Jill Green), Madison Mason (Levi Brennaman), Gary Graham (Henry Taskey), Darcy Rose Byrnes (Rebecca Knepp), Karley Scott Collins (Katie Graber)
2010 ABD yapımı, 88 dakika.

2 yorum:

  1. bizim memlekette amerikalı bir aile yaşıyor, onlara gittiğimizde bir kitapçık vardı amishlerle ilgili biraz da anlatmıştı yaşam tarzlarını falan çok garibime gitmişti. Bu filmi izlemedim, izleyeceğim. =)

    YanıtlaSil
  2. Amişler benim de ilgimi çekiyor, keşke daha fazla film olsaydı onlarla ilgili.

    YanıtlaSil